1. Bildiyimiz kimi, Elon Musk 2029-cu ilə qədər Marsda yaşamın mümkün ola biləcəyini iddia edir. Onun bu düşüncələri nə qədər realdır? Marsda koloniya qurmaqla bağlı hansı texnoloji və logistik çətinliklərin öhdəsindən gəlmək lazımdır?

Elon Musk says building the first sustainable city on Mars will take 1,000  Starships and 20 years | TechCrunch
Elon ve Mars hayalleri! Bu iki kelime artık neredeyse hep yan yana kullanılmaya başlandı değil mi? Biraz hayal gücü, biraz da bilim - tam benim tarzım 🙂
Elon Musk'ın 2029 hedefi diğer her konuda olduğu gibi çok iddialı, hatta biraz fazla iyimser diyebilirim. Mars'ta yaşamın "mümkün" olması ile "sürdürülebilir" olması arasında büyük fark var. 2029'a kadar belki birkaç kahraman astronot kısa süreli Mars ziyaretleri yapabilir, ama tam teşekküllü bir koloni? İmkansız görünüyor. Önce kapı komşumuz Ay’da kurulsun da...
Zorluklara gelince... Saymakla bitmez! Öncelikle, Mars'ın atmosferi neredeyse yok gibi ve radyasyon seviyesi çok yüksek. Yani, "Marslı" filmindeki gibi patates yetiştirmek istiyorsanız, önce dev bir sera yapmanız gerekecek. Sonra su meselesi var. Mars'ta su var, ama çoğu buz halinde ve çıkarması kolay değil. Yani susuzluktan ölmemek için önce buzul madenciliğine başlamamız gerekiyor!
Lojistik açıdan bakarsak, Dünya'dan Mars'a malzeme göndermek hem pahalı hem de zaman alıcı. Her şeyi önceden düşünmek zorundasınız, çünkü "Süt almayı unutmuşuz, hemen sipariş verelim" diyemezsiniz - çünkü 2 yılda bir gönderilebilir ve gelmesi de aylar sürer! Enerji üretimi de başka bir zorluk. Güneş panelleri kullanabilirsiniz ama Mars, Dünya'dan daha uzakta olduğu için daha az güneş ışığı alıyor. Nükleer enerji bir seçenek olabilir, ama bir nükleer reaktörü Mars'a göndermek ve orada kurmak... Herhalde pek de kolay olmayacak.
Psikolojik faktörleri de unutmayalım. Küçük bir alanda, sınırlı kaynaklarla, Dünya'dan milyonlarca kilometre uzakta yaşamak... Bu durum en dayanıklı astronotları bile zorlayabilir. Yine de, imkânsız demiyorum! İnsanlık olarak büyük zorluklarla karşılaştığımızda hep şaşırtıcı çözümler bulduk. Belki de Elon'un bu çılgın hedefi, bizi Mars'a gitmesek bile, Dünya'daki yaşamı iyileştirmek için harika teknolojiler geliştirmeye itecek.

2. Bu yaxınlarda “SpaceX” in “Polaris Dawn” missiyası həyata keçdi və ilk dəfə bir özəl şirkət vasitəsilə astronavtların kosmosda gəzintisinə şahid olduq. “SpaceX”in bu cür missiyalarla uzunmüddətli hədəfləri nədir və bu irəliləyişlər Mars missiyasından başqa hansı digər layihələrə qapı aça bilər?

Öncelikle, SpaceX sadece "uzaya çıkalım da görelim" demiyor. Şirketin asıl hedefi, uzay yolculuğunu sıradanlaştırmak. Yani gelecekte New York-Tokyo uçuşu yerine Dünya-Ay seferleri görebiliriz. 
SpaceX, bu tür görevlerle uzay teknolojilerini geliştirmeyi ve maliyetleri düşürmeyi hedefliyor. Düşünsenize, bir zamanlar cep telefonu lükstü, şimdi herkesin elinde. Belki de 50 yıl sonra torunlarımıza "Bir zamanlar uzaya gitmek çok pahalıydı" diye anlatacağız.
SpaceX, tıpkı kardeş şirketi Tesla gibi taşımacılık konusunda uzmanlaşmaya çalışıyor. Bunun gerekli olduğu her alanda var olmak istiyorlar. Tesla’nın hala geliştirdiği kamyonlar gibi onlar da uzayda ağır yük taşımacılığı kabiliyetlerini arttırmaya çalışıyorlar. Çünkü gelecekte asteroid madencilerinin buna ihtiyacı olacak. 
Ay ve Mars sadece bir başlangıç. Zihnimizi yıllık döngülerin kısıtlamasından çıkarırsak gelecekte Güneş sisteminin diğer gök cisimlerine, asteroid kuşağına, Jupiter'in ve Satürn’ün uydularına yapılacak yolculukları hayal edebiliriz. 
Bu ilerlemeler, sadece uzay teknolojisini değil, günlük hayatımızı da etkileyecek. Benim kişisel görüşüm şöyle: SpaceX'in bu görevleri, insanlığı sadece fiziksel olarak değil, hayal gücü açısından da ileriye taşıyor. Polaris Dawn göreviyle sadece oraya gidenler uzayda yürümedi, bizim hayal gücümüz de kısmen sınırlarından kurtuldu.

3. Son günlərdə hər kəs ISS’dəki (Beynəlxalq Kosmik Stansiyadakı) 2 astronavtdan danışır. “Boeing”ə məxsus “Starliner” kosmik gəmisində baş verən problem nəticəsində hər iki astronavtın dünyaya qayıtması 2025-ci ilə qədər təxirə salındı. 8 günlük bir missiyanın bu qədər uzanması astronavtlar üçün avantaj yoxsa dezavantaj sayılır?

8 günlüğüne gidip 8 ay kalmak 🙂 Bu konuda çok fazla spekülasyon yapmak istemiyordum ama daha dün uzaydan bir basın toplantısı yaptılar ve pek çok soruya cevap verdiler. Dolayısıyla konuyla ilgili ilk ağızdan bilgimiz oldu. Bu beklenmedik uzun görevin hem avantajları hem de dezavantajları var. Öncelikle, astronotların bu duruma karşı tutumları oldukça olumlu görünüyor. Görev komutanı Butch Wilmore, uzay görevleri konusunda yıllardır söylenen retoriği tekrarladı: "Yaptığımız her şeyde sınırları zorluyoruz. Ve bu kolay değil. Kolay olduğu için değil, belki de zor olduğu için yapıyoruz." Yani zorluğun kendisi, bir motivasyon kaynağı.
Uzun süreli bir görevin en büyük avantajlarından biri, daha fazla bilimsel araştırma yapma fırsatı. Astronotlar, insan vücudunun uzun süreli uzay yolculuklarına nasıl tepki verdiğini daha detaylı inceleyebilecekler. Ayrıca, bu deneyim onların uyum yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olacak. Astronotların ikisi de donanma (askeri) kökenli. İkisi de daha önce sıklıkla değiştirilen görevlerde bulunmuş. “Görevlerin değişmesi bizi şaşırtmıyor." diyorlar.
Ancak, uzun süreli bir görevin dezavantajları da var. Aile ve arkadaşlardan uzun süre ayrı kalmak, psikolojik zorluklar yaratabilir. Fiziksel olarak da, uzun süreli yerçekimsiz ortam insan vücuduna zarar verebileceği için çokca egzersiz yapmaları gerekecek. Normalde Dünya’da yapmayı planladıkları pek çok şeyi kaçıracaklar. Hatta Kasım ayında ABD’de gerçekleşecek seçimleri için uzaydan oy kullanmak zorunda kalacaklarını söylediler. 
Sonuçta içinde bulunduğunuz durumu değiştiremiyorsanız, kendinizi değiştirmelisiniz. 

4. Qoşulduğum bir sıra tədbirlərdə azərbaycanlı gənclərin kosmosa marağına şahid oluram. Bu sahədə irəliləmək istəyən gənclər hansı bacarıqlara sahib olmalıdırlar? Onlara karyera imkanları ilə bağlı nə məsləhət görərdiniz?

Azerbaycan gençlerinin uzaya olan ilgisi beni şaşırtmadı, çünkü bu ülkenin bilimsel mirasının güzel bir yansıması. Bu noktada, Bakü'den çıkan en önemli bilim insanlarından biri olan Lutfi Zadeh'i anmadan geçemeyiz. Daha sonra ABD’ye giderek “Bulanık mantık” teorisini kuran Zadeh, karmaşık sistemleri anlamak için yeni bir düşünce biçimi geliştirdi. Tıpkı onun gibi, uzay çalışmaları da alışılmışın dışında düşünmeyi gerektiriyor.
Zadeh, disiplinler arası çalışmanın önemini gösterdi. Uzay çalışmaları da benzer şekilde çok disiplinli bir alan. Matematik, fizik, mühendislik gibi temel alanların yanı sıra, psikoloji, hukuk, iletişim gibi sosyal bilimleri de içeriyor. Bu nedenle gençler, kendi ilgi alanlarını keşfedip o yönde ilerleyebilirler. Yabancı dil, özellikle İngilizce bilgisi çok önemli. Çünkü uzay çalışmaları genellikle uluslararası işbirlikleriyle yürütülüyor. Uzayda beklenmedik durumlarla karşılaşma olasılığı oldukça yüksek. Bu yüzden hızlı ve etkili çözümler üretebilmek çok değerli bir yetenek. Sürekli öğrenmeye açık olmak ve güncel gelişmeleri takip etmek de çok değerli. Uzay teknolojileri hızla gelişiyor, bu yüzden kendini sürekli güncellemek ve yeni şeyler öğrenmeye istekli olmak gerekiyor.
Gençler staj ve gönüllülük fırsatlarını kaçırmasın. NASA, ESA gibi büyük uzay ajanslarının eğitim programlarını, yarışmalarını takip edin ve katılmaya çalışın. Bu sayede uzay alanında çalışan profesyonellerle tanışma fırsatı da yakalayabilirsiniz. Bunun için ayrıca konferanslara katılın, sosyal medyada bu alandaki gelişmeleri ve kişileri takip edin.
Ve elbette kendi projelerinizi geliştirin. Küçük uydu projeleri, roket kulüpleri gibi girişimlerde bulunun. Bu tür projeler, pratik deneyim kazanmanızı sağlar. Multidisipliner bir yaklaşım benimseyin. Sadece kendi alanınıza odaklanmayın, farklı disiplinlerden de bilgi edinin.

5. Kosmosla bağlı canlı yayımlarınızda dəfələrlə coşğunuza, həyəcanınıza şahid oluruq. Bəs, son vaxtlarda səbirsizliklə gözlədiyiniz yeni bir missiya varmı?

Olmaz mı? Önümüzdeki aylar, uzay araştırmaları açısından oldukça heyecan verici gelişmelere gebe. Özellikle sabırsızlıkla beklediğim birkaç görev var.
Bunlardan ilki, NASA'nın Europa Clipper görevi. Ekim ayında planlanan bu görev, uzaylı yaşam arayışımızda çığır açabilir! Çünkü Jüpiter'in en büyük uydularından biri olan Europa'yı keşfetmeyi amaçlıyor. Europa'nın buz kabuğunun altında, Dünya'daki tüm okyanusların toplamından iki kat daha fazla su barındırdığı düşünülen bir tuzlu su okyanusu var. İşte bilim insanları Europa'nın okyanusunun dünya dışı yaşam için uygun bir ortam olup olmadığını araştıracak. 
Bir diğer heyecan verici görev ise daha önce ilkini canlı olarak yayınladığım Artemis’in II. uçuşu. 1972'den beri ilk kez insanları Ay'a gönderecek olan Artemis programının yeni adımı. Dört astronotun 10 günlük bir görevde Ay'ın yörüngesine girmesi planlanıyor. Fırlatmanın Kasım’da gerçekleşmesi bekleniyor, ancak 2025'e ertelenme ihtimali de var.
Japonya Uzay Araştırma Ajansı'nın (JAXA) Martian Moon eXploration (MMX) görevi de dikkat çekici. Bu görev, Mars'ın uyduları Phobos ve Deimos'u inceleyecek ve Phobos'tan örnek alıp Dünya'ya getirecek. Bu uydular hakkında hala çok az şey biliyoruz ve bu görev, Mars sisteminin oluşumu hakkında bize yeni bilgiler sağlayabilir.
VIPER (Volatiles Investigating Polar Exploration Rover) görevi de oldukça ilginç. Bu golf arabası büyüklüğündeki robot, Ay'ın güney kutbunda su ve karbondioksit gibi uçucu maddeleri arayacak. Bu maddeler, gelecekteki insan keşifleri için kaynak sağlayabilir. VIPER'in Kasım ayında Ay yüzeyine inmesi planlanıyor.
Son olarak, Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) Hera görevi de heyecan verici. Bu görev, NASA'nın DART misyonunun 2022'de ziyaret ettiği ve benim yine canlı olarak yayınladığım Didymos-Dimorphos asteroid sistemine geri dönecek. DART'ın Dimorphos'un yörüngesini değiştirme başarısını inceleyecek olan bu görev, gelecekte Dünya'ya tehdit oluşturabilecek asteroidlere karşı savunma stratejilerimizi geliştirmemize yardımcı olabilir.
Uzay araştırmalarının giderek yoğunlaştığı böyle bir döneminde yaşıyor olmak gerçekten çok heyecan verici, o yüzden canlı yayınlardaki halim pek değişmeyecek gibi görünüyor 🙂
Müəllif: Sevinc Miralızadə
Posted 
Sep 16, 2024
 in 
Müsahibə
 category

Daha çox

Müsahibə

 kateqoriyasından

View All